14.8.06

Yazamaz:


Surekli yazmaktan bahseden bir arkadasim var. Gecenlerde yine gordum onu. Bana sunlari soyledi:

Biseyler yazmayi denedin mi hic? Insani yazmaya iten nedir acaba? Bazen, aklimdan gecen seylerin hissettirdikleri yazma istegi uyandirir. Icinde bulundugum ruh hali ve dusunceler bir su damlasi gibi berraktir ve o noktaya gelene kadar da pek cok sey gecirmis suzulmustur. Olustugu ani, daha onceki oykulerini bilmedigimiz bir su damlasi dusun; bir yapragin uzerinde. Bir sekilde bu damlanin basina onca sey gelir. Akar, buharlasir, yogusur, bir tohumun icine girer, dal olur, yaprak olur, bir hayvanin yiyecegi olur. Amaci varsa bile ne oldugu belli olmayan yolculugunun bir yerinde bir yagmur damlasi olarak basinda oturdugun masanin ustune duser bir anda. O anda o damlayi fark eder ve dusunursen oykusunu yazmak istersin. Cunku o damla ozeldir, icinde bulundugun durum kadar ozeldir, kendi yasaminin rastgele gelismis hikayesine benzer onunki de. Sonra dusunursun ve fark edersin ki o damlanin, o yapragin o dalindaki o damlanin yaninda baska bir damla daha vardir. O agacin tum dallarinda, baska agaclarda, gölde, denizde, lagimin icinde, bulutlarda ve evrenin her yerinde damlalar vardir, ve hepsinin ayri bir hikayesi... Vazgecersin yazmaktan.

2 Comments:

At 14:34, Blogger Oktay said...

su damlası yerine insanları koyduğumuzda da durum çok farklı değil aslında, her birinin ayrı bir hikayesi.. neyseki bişiler yazanlar bu kadar kolay vazgeçmyor yazmaktan :)

 
At 11:19, Blogger decato said...

Bu arkadasimin soyledikleri giderek daha dogru geliyor bana. Ozellikle bu aralar dinledigim kimseden calacak bisey bulamiyorum. Soylediklerinde yeni, ozel ya da rafine bisey yok gibi. Boyle tatsiz tussuz bir ortamda yazmaktan kolay vazgecmeyen sizin gibi arkadaslar olmasi cok onemli bu durumda :)

 

Post a Comment

<< Home